[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 7, No 1, Spring 1997 [back]

Adanalinin not defterinden

Tolga

Merhaba!

Ben memleket olarak Adana asigi bir insanim arkadaslar. Hayatta kavgama sebep olacak ilk meselelerden biri memleketime gelecek söz...

Yakarim adamin çirasini...

Bu memlekette ana olarak iki temel kültür vardir bana göre... Çukurovalilar ve Toroslular... Ben ikisini de çok severim. Toroslular biraz fakirce olmakla beraber, ikisi de , gönül bazinda, birbirinden zengindir.

Adanali insanlarin bir kötü yönü vardir ki, dünya korkmali... Tez canliyizdir. Adanali adam havlamaz, çünkü köpek degildir.

Yapacagi varsa sirraaaakkk diye yapar... Onun için size tavsiyem, Adanalilarla olan iliskilerinizde dengeli olun. Demedi demeyin...

Casino filmi var ya... Bu filmi izleyince memleketim aklima geldi. Fakat bizim memlekette insanlar daha insafli ve daha siddetlidir...


Arkadaslar! Bugün dedim ki su hatiralarimi, yasadiklarimi, anlatayim su bizim millete...

Fazla can sikmadan tabii.

Bir gün Istanbul'dan Ankara'ya dogru trenle gidiyorum. Yanima kaplan gibi bir Kayserili agabey oturdu. 50-60 yaslarinda kaplan gibi bir insan...

MASALLAH zeka fiskiriyor... Adam baktim deryaya benzer... Su sudan likir likir yedi saat içeyim dedim... Basladim zati dinlemeye. Siyaset, ekonomi, din ama herseyden konusuyoruz... Tabii ben altini seçiyorum. Sadece dinliyorum. O ise sagolsun cömertlik yapiyor gümüsü seçiyor. Konusuyor da konusuyor... Hani dünyanin en iyi, en istekli, ögretmeni gibi, yillardir ögrenci görmemis gibi.

Diyor ki,

"Bak aslanim. Bizim milletimiz kepaze bir durumda. Babasinin soyundan utanmaya baslamis... Bana sorduklarinda ben Osmanliyi da kabul etmiyorum. 'Ben Selçukluyum' diyorum bunlara inat." Bu sekilde konusuyor...

Entrasan bir nükte... Bu laf ("Ben Selçukluyum") bana çok sey ifade etmisti arkadaslar... Bu hatiram sizin için hiç birsey ifade etmeyebilir. Fakat ben bu olayda en fazla etkilendigim cümle olarak bunu seçmistim.


Rahmetli Serdengeçti'yi Kizilay civarinda polis tutmus...

"Bu basindaki kalpak ne?" demis ve karakola götürmek üzere atilimda bulunmus....

Sapka devrimi var ya...

Mübarek ordan geçen kisa etekli kadina isaret ederek,

"Sen benim kalpakla ugrasacagina su kaltakla ugrassana" demis....

Aziz arkadaslar...
Benim derdim Sapka Devrimi filan degil...
Bos islerle ugrasiyoruz bos...
Bu makaleler bile bos...
Ben can sikintisindan birkaç dakikada hemen yaziyorum büyük mesele degil, ama milletimiz asirlik bos islerle ugrastiriliyor...

Sapka devrimi,
ayakkabi devrimi,
mini modasi,
paçali pantolon modasi,
Beatles modasi.
Hikaye...


Mevlana Hazretleri diyor ki: "Kimisi gökyüzüne bakar ve iman ile EY ALLAH'im ne büyüksün der. Kimisi ise bakar bakar ve bir iki isik pariltisindan baska birsey göremez ve basini öne eger yorulmaktan..."

Yunus Emre de bu nasipsizlerden bahsetmistir...

"Neylesin bire gafil ask olmayinca/Ölümü bekler"
diye...

Evet arkadaslar... Mesele ask meselesidir...

ALLAH'a dua edelim ve bizi ask-i daim tecelli-i daim kullarindan eylesin diye...


Ey Ahali!...

Bakin duyduk duymadik demeyin, peynir ekmek yemeyin diyerek bu sözlerime son verirken sizlere tekrar hatirlatmak istiyorum... Son pismanlik fayda etmez.

Gelin birakin bu hiyarligi...


©1997 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin