[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 6, No 4, Winter 1996 [back]

Mektup: Nükleer Silah Kullanabiliriz

Murat Özer

Anadolu dergisinin geçen sayisinda (Vol.6, No.3, Fall.1996) Yusuf Yazar imzasiyla "Nükleer Silah Kullanabilir miyiz?" baslikli bir makale okuduk. Makalenin tenkidine geçmeden evvel Yazar'in makalesinin derginin dördüncü sayfasinda yer alan bütün fikir ve görüslerinin gayet isabetli ve mühim oldugunu ve bizim de bu tesbitlere katildigimizi beyan etmek istiyoruz. Bu tesbitlerden bir kaç tane misal verelim:

"Güçlü olmanin faktörlerinden önde gelen birisi caydirici olabilecek büyüklükte ve etkinlikte ciddi bir silah gücüne ve bir silahli güce, 'orduya', sahip olmaktir. Söylenildigi gibi tarihin ögrettigi gerçeklerden birisidir: denge olmaksizin baris, belli bir sinirlama olmaksizin da adaletin gerçeklesmesi mümkün degildir."

"Disaridan silah alinmasi belli ölçüde bir kaçinilmazlik olsa da, asil politika silahini, daha da ötesinde, kendi özgün silahini üretmektir."

"Türkiye gibi bir ülkede silahsizlanmayi bir savunma anlayisi olarak benimseyemeyecek oldugunuz gibi, kendi özgün silahlarinizi ve savunma anlayisinizi gelistirmek için bugünkü anlayislar içerisinde silahlanmasa belli bir düzeyin altinda da kalamazsiniz."

"Belki yapilacak olan, bir taraftan silahlanmada özellikle konvansiyonel silahlarda belli bir düzeyin altina düsmemeye dikkat gösterirken, diger taraftan kendi arastirma kurumlarinizin desteginde yeni arayislar baslatmak ve sürdürmektir."

Nihayet dördüncü sayfanin sonuna dogru Yazar "Bagimsizligin savunma ya da silahla bagintisi asikardir." diyor. Bütün bu yerinde tesbitlerden sonra Yazar birden çark ediyor ve "Kritik soru nükleer silahlarin kullanimi ya da edinilmesiyle ilgili olanidir. Kendi adima bugün bir çok Müslüman entellektüelin ve siyaset adaminin nükleer silaha sahip olma gerektigi yönündeki iddialarini çok net anlayabiliyor degilim." diyerek makalesinin son kisminda beyan ettigi fikirler ilk kismindakilerle tenakuza düsüyor. Yazar'in kendisini hakli çikarmak gayretiyle sundugu bu fikirlerinden de misaller verelim : "Kendisini mevcut ittifaklarin disinda tutmak isteyen bazi devletlerin nükleer silahlara sahip olma çabasi açiklanamaz degil elbet." Yazar'a göre nükleer silahlara sahip olma çabasi içinde olan devletler kendilerini mevcut ittifaklarin disinda tutmak isteyen bazi devletlermis... Böyle olsaydi dünyada mevcut ittifaklarin basini çeken A.B.D., Rusya ve Çin'in disinda hiç bir ülkenin bu silahlara sahib olmamasi gerekirdi. Halbuki bildigimiz kadariyla Ingiltere, Fransa, Israil, Hindistan, K. Kore ve G. Kore bu silahlara sahibtirler. Bilmedigimiz daha bir çok ülkenin bu silahlara sahib oldugundan eminiz. Yazar'in yukaridaki bu cümlesinden çikan baska bir mana da mevcut ittifaklardan birine dahil olursak nükleer silahlara sahib olma ihtiyacimiz da ortadan kalkar manasidir. Peki meseleye sadece Türkiye zaviyesinden degil de bütün Islam Alemi zaviyesinden bakarsak Islam Alemini hangi ittifaka dahil edecegiz acaba? En makul cevab Islam Alemi kendi ittifakini kurmalidir olacaktir. Yazar'in bu cümlesinin mantigina göre o zaman kendi nükleer silahlarimiza sahib olma çabamiz açiklanamaz olmayacaktir.

Yazar makalesine "silahlanma konusunda en tartisilabilir ve su götürür iddia Müslümanlarin nükleer silaha sahip olmasi gerektigi iddiasidir. Çünkü, Müslümanlarin sahib oldugu savas ahlaki ve hukukuyla nükleer silah kullanilmasini bagdastirmak bana mümkün görünmüyor." diyerek devam ediyor. Evet, çok dogrudur ki Müslümanlar dinleri Islam'in ilahi olusu sebebiyle diger millet ve ümmetlerde bulunmayan savas ahlaki ve hukukuna sahibtirler. Fakat bu hakikat nükleer silaha sahib olmak ve gerektiginde kullanmakla ihlal edilmis olmaz ki... Öyle olsaydi Islam savasin bizatihi kendisini toptan yasaklayiverirdi. Bilakis gerektigi takdirde kital Müslümanlara farz kilinmistir.

Daha sonra Yazar "Bizim için silahlanma nihayet izzeti korumak içindir gerektiginde 'misliyle mukabele' içindir." diyerek kendisiyle tenakuza düsüyor. Söyle ki, evet biz de hemfikiriz ki silahlanma gerektiginde misliyle mukabele içindir. O halde, biz nükleer silahlarimizi imal ederiz ve bize karsi kullanan olursa biz de mukabele ederiz. Misliyle mukabeleye cevaz varsa Yazar'in bu gayretinin sebebi nedir? Müslümanlar olarak bizler asla nükleer bir silahi ilk kullanan olmayiz. Biz sadece misliyle mukabele ederiz. Ama lütfen kimse misliyle mukabele edebilme hakkimizi elimizden almaya gayret etmesin. Yazar'in hataya düstügü çok önemli baska bir husus da bizim için silahlanmanin "nihayet izzeti korumak için" oldugudur. Burada gayet mühim ve hayati bir meseleyi hafife almak söz konusudur. Silahlanmanin asil gayesi 'devleti korumak'tir. Devlet toplumlar için en önemli müessesedir. Devlet olursa namus, seref, haysiyet, izzet her sey korunabilir. Ama devlet elden gider de ülke düsmanlarin eline geçerse bunlarin hepsi tehlikeye düser.

Yazar "'haddi asmayin' kutsal uyarisi ne içindir?" diye sorguladiktan sonra bizim savasta çocuklari ve kadinlari muharip olmadikça öldürmeyecegimizi, yaslilara dokunmayacagimizi, agaçlari kesmeyecegimizi söylüyor. Öncelikle sunu beyan edelim ki 'haddi asmayin' ikazi burada kontekst disi kalmaktadir. Unutmayalim ki Kur'an'da 'kisas' emri vardir ve Rabbimiz bize kisasta bizler için hayat oldugunu söylemektedir. Bizler asla ilk vuran olmayiz. Fakat kisas hakkimizi da mahfuz tutariz. Yazar sözlerine "Bu ilkeler isiginda tahrib gücü ve sinirlari bilinen bir nükleer silahin kullanilabilme ihtimali nedir? Kullanamayacagimi bildigim bir silaha, görünürde bir caydiricilik saglasa bile, ilkelerime bagli kalisimin sorgulanmasina sebep olabilecek bir tasarrufu onaylamak mümkün degildir." diyerek devam etmektedir. Bir kere, kullanamayacagimizi bildigini Yazar söylüyor. Biz öyle bilmiyoruz! Biz diyoruz ki nefs-i müdafaa olarak, bize karsi kim nükleer silah kullanirsa bizim de ona karsi misliyle mukabele etme ve kisas yapma hakkimiz vardir. Sonra mukabele olarak nükleer bir silah kullandigimiz zaman ilkelerimizin ihlal edilecegi iddiasi da nereden çikiyor? Adamlar ahlaki ve insani hiç bir düstura bagli kalmaksizin tepemize atom bombasi atacak ve içimizden bazilari göz göre göre katl edilmemizi kendi sandiklari ilkeleri yüzü suyu hürmetine hos görecekler. Öyle yagma yok kardesim! Bizim ilkelerimiz 'nefs-i müdafaa' ve 'kisas'tir. Bu böylece bilinirse ve elimizde bu silahlardan olursa kimse kilimiza dokunmaga cüret edemez. Aksi takdirde adamlarin maskarasi oluruz.

Yazar devamla "Dahasi bu tür bir çabadan dolayi bir takim dikkatleri ve bazi devletlerin husumetini üstümüze çekmenin makul bir yani da görünmüyor." diyor. Burada kendini küçük görme kompleksi kokuyor. Daha geçen sene Fransa onca protestoya ragmen bir sürü nükleer deneme yapti. Kimseye taviz vermedi. Neticede ne oldu? Her sey unutuldu. Bazi devletlerin husumetini üstümüze çekersek ne olur ki? Onlar zaten bize nükleer silaha sahib olsak da olmasak da husumet besliyorlar. En iyisi biz bu silahlara sahib olalim da öyle husumet beslesinler... Yazar "Ayrica, nükleer silahlari elimizde yalnizca caydirici etkisi nedeniyle bulunduruyor oldugumuzu iddia da çok ikna edici bir iddia olmaktan uzak olacak ve temel teblige muhatap insanlar nezdinde Müslümanlarin tasiyicisi oldugu misyon zedelenecektir." diyerek makalesine devam ediyor. Öyle degil efendim! Nükleer silahlari onlar hangi sebeble ellerinde bulunduruyorlarsa biz dahi o sebeble bulunduracagiz. Onlari ikna etmek gibi bir endisemiz ise olamaz ve olmamali da zaten. Temel teblige muhatap insanlar nezdinde Müslümanlarin tasiyicisi oldugu misyon niçin zedelensin ki? Bu insanlar bizim kendimizi müdafaa etme hakkimiz oldugunu kabul ediyorlarsa meseleyi kavramislardir demektir. Yok etmiyorlarsa, bu insanlar muhatabimiz degildir demektir.

Yazar makalesini sona erdirmeden önce "Burada çok ciddi bir tutarsizlik var. Yapilmasi gereken caydiriciligi da umursamaksizin, nükleer silahlarin tümüne birden köktenci bir biçimde hayir demek ve bu tavri Islam ve Müslümanlar adina bayraklastirmaktir." diyor. Yazar emin olabilir ki böyle bir hareket Islam Alemi karsisindaki bütün dünya tarafindan takdirle ve alkisla mukabele görecektir. Hatta bu hareketin liderini 'Nobel Baris Ödülü' bile vererek mükafatlandirirlar.

Netice olarak, Yusuf Yazar beyin nükleer silahlara sahib olmamiz hakkindaki fikirlerini tasvib etmiyor, bu fikirleri hem Türkiye hem de bütün Islam Alemi için gayet zararli buluyor, kendimizi müdafaa için misliyle mukabele hakkimizin kiyamete kadar mahfuz oldugunun bilinmesini dosta düsmana hatirlatmak istiyoruz.


Yusuf Yazar'in cevabi gelecek sayida.


©1996 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin