[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 6, No 3, Fall 1996 [back]

Yorumsuz

Mehmet Suat

Istanbul Mektubu


Egitimden, finans kurumlarina kadar birçok alanda faaliyet gösteren Fettullah Gülen, simdi de futbola el atti. Gülen, 2. lig 1. grup takimlardan Nisantasi Spor Kulübü'nü satin aldi. Satinalma islemini Fettullah Hoca adina eski Besiktas yöneticilerinden isadami Ihsan Kalkavan yapti... Kalkavan Nisantasi Spor Kulübü için, "Kulüp de Fetullah Hoca'nindir." dedi...

...

Fettullah hoca nin sahibi oldugu Asya Finans tarafindan satin alinan Türkiye ikinci ligi ekiplerinden Nisantasispor ilk deplasman maçinda Sakaryaspor a 5-1 yenildi. Maç öncesi Istiklal marsi okunurken, takimdaki bütün futbolcularin kibleye dogru yönelmesi seyircilerin ve basin mensuplarin dikkatini çekti.

(Radikal, 29/10/1996)


Bir sirket: YIMPAS.. Sahibi, "RP'yi destekliyoruz" diyor... Ve sirket parayi bastirip kentteki gayri Islami" gördügü her yeri satin alip Islamilestiryor... Yozgat agir agir "Refahlasiyor.." "YIMPAS aliyor, Yozgat seyrediyor"... Yerel basinda sik sik YIMPAS'in Yozgat'ta satin alinabilir ne varsa almasindan, haksiz rekabet yaratmasindan, küçük esanfi ezmesindan duyduklari rahatsizligi dile getiren haberler yaziyorlar, ama nafile. YIMPAS alimlarina devam ediyor. Çünkü 'alan razi saan razi' gibi görünyor. Refah partisini destekledigini açikça söylüyen YIMPAS'in Yozgat'taki kimi alimlarini~altinda söz konusu yerleri "Islama uygun " sekilde isletmek amaci var; öyle görüyor. Örnegin kentteki içkili lokantalar, tesisler YIMPAS'a geçtikten sonra 'içkisiz' hale geliyor. Kentin iki tv kanali YIMPAS'in eline geçtikten sonra tesettüre bürünüyor.

(Radikal, 21/10/1996, Senay Alkan)


Islami kentler yaratmak için Yozgat'i pilot bölge seçen YIMPAS, özellestirme kapsamindaki Bira fabrikasi'ni alarak mesrubat üretmeyi planliyor. Yozgat'taki son içkili lokantayida almak üzere. Yozgat'in MHP'li belediye baskani Mehmet Erdemir, daha önce, "Küçük gruplar halinde birlesin" diyerek esnafi uyardigini belirterek "olayin ciddiyetini kimse anlamadi. Bugün Yozgat elden gidiyor. Birçok yeri alip kapatiyorlar. Eger genelevi de alirlarsa kendilerine ruhsat konusunda kolaylik sagliyacagimi söyledim. Genelevdeki kadinlari evlendirip orayi da kapatirlar." dedi.

(Radikal, 22/10/1996)

Hayir duasi almak için dün MKYK üyeleriyle birlikte Kösk'e çikan Erbakan'a Cumhurbaskani Demirel tavsiyede bulunmakla yetindi. Cumhurbaskani, rejime alternatif arayislarinin yanlisligina dikkat çekerken, "Bu rejime inançsizliktir. O takdirde bizim bu rejimi güçlendirmemiz hiç bir zaman mümkün olamaz. Rejime alternatif arayislari fevkalade yanlis bulurum. Siyasi partilerimizden biri olarak, sizin basariniz rejimin basarisi olacaktir." dedi.


Otoriteye Cilveler

...

Artik kabul etmeli: Bu sonbaharin üniversite açilislari, son seçimden nihayetinde 1. çikmis bir partinin lideri sifatiyla basbakanliga gelmis olan sahsi azarlama ve tehdit etme seanslarina dönüsmüstür. Ülkede kendini her seyin üstünde kabul eden "gölgedeki" otorite ile birer cilvelesme seanslarina... Bunlarin pespese ve hep, özgür düsüncenin besigi sayilan üniversitelerde yasanmasi ise, ayrica enteresan...

Çarsamba günü iste bu tehlikeli seanslardan bir daha yasaniyor. En ön sirada, tabii Cumhurbaskani. Yaninda Basbakan, onun yaninda Nermin Erbakan, bütün yüzünü açikta birakan yaldizli türbaniyla... Kürsüde bir seçilmis degil, bir atanmis var: Anayasa mahkemesi basakani. Ve Yekta Güngör Özden, bariz bir sekilde ne yapiyor? Bir basbakani, partisini, seçmenlarini, türbanli esini kameralar ve halk önünde güzelce firçaliyor. "Kizim sana söylüyorum, gelinim sen anla" üslubunu fersah fersah asan, dolaysiz ve agir bir dille, bilim ve ilim degil. güncel siyaset konusuyor. Erbakan'in kongredeki laiklik sahiplenmesine göndermeyle "Seriatçi laik olamaz. Arap milliyetçiligi yapanlarin Atatürkçü geçinmelerine gülüp geçilir. Türbani üniversitede yayginlastirma çabasi hukuk disidir." gibi kafaya odun darbeleri, o günkü davetin kosullarinda bütün nezaket kurallarini asan bir stil...

Özden'in basbakana bu direkt saldirilari bittiginde, salon alkisdan yikiliyor. Uzun uzun alkisliyanlarin basinda, cumhurbaskani... Ön sirada tek alkislamayanlar, Erbakan ve esi... Çünkü saldirilarin kendilerine yönelik oldugunun elbette herkes gibi farkinda. Gülerek, nispet yaparcasina el çirpanlardan biri de, demokrasiye bagliligina güvenmeye bugün her zamankinden çok ihtiyaç duyulan bir partinin ANAP 'in milletvekili. Millet Meclisinde seçilmis olarak oturan bir kadin, bir ex-bakan, Imren Aykut.

... Ne ürkütücü manzara. Ne moral bozucu görüntü, bir ana muhalefet partisi milletvekilinin nötr bir alanda, bir üniversitede, Basbakanin Anayasa mahkemesi Baskani tarafindan hirpalanisini alkislamasi...

Sormali Imren Aykut'a bu kadar hararetli alkislamak niye? partisi Anayasa Mahkemesi Baskaniyla bu derece özdeslesmektedir? ANAP tipki Özden gibi üniversitelerin bütün türbanlilardan arinamasindan mi yanadir? Türkiye'nin tek mesru sesi Özden'inki midir? Refah'la en dogru mücadele sekli bu açik ve ipleri geren asagilamalarla dolu ve yukardan üslup mudur?

... Diyelim ki el çirpan profesörler, asisianlar, milletvekilleri, demokrasimizin bekçisi Cumhurbaskani da ne yaptiklarinin iyice farkinda olsunlar.

Türbansiz meçli basiyla Imren Aykut ve salondaki pek çok milletvekili, Özden'in çarsamba günkü, Atatürkçülgün tek dogru tarifini kendisinin yaptigina inanan "Meclis üstü" konusmasini alkislarlarken, kendilerini ne kadar "çagdas" hissediyorlardi kimbilir... En otoriter yollarin bazen bu "çagdas" niyetli taslarla dösendigine gene alabildigine kayitsiz. Duyarsiz.

(Vivet Kanetti; Yeni Yüzyil, 19/10/1996).

Türban, etek, zarafet

...

Anayasa Mahkemesi'nin Baskani, hemen karsisinda oturan türbanli bir basbakan esinin gözlerinin içine baka baka, türbanli kadinlara hakaretler savuruyor, türban giyemenin 'hukuk disi' oldugunu söyleyebiliyor.

Henüz yasa ile hukuk arasindaki farki bile bilmeyen birini Anayasa Mahkemesi Baskani yapmamiz zaten yeterince zul ama biz buna bir de kabaligi ekliyoruz.

Hiç bir giyim türü 'hukuka' aykiri olamaz, hukukun özü insanlarin giyimlerinden dolayi suçlu bulmayi reddeder. Hukuk insanlarin özgürce yasamalarinin, özgürce giyinmelerinin güvencesidir.

Türkiye'de insanlarin giyimlerini kisitlayan, bu ülkenin hukuka aykiri yasalardir, yoksa hukuk degildir. Hukuka uymayan da türban giyen kadinlar degil, onlarin giyimine karisan yasalardir. Ama bizim Anayasa Mahkemesi Baskani'nin, hukukla yasayi birbirinden ayiramayasini bir yana koyalim.

Iyi yetismis bir erkek, bir protokol zorunlulugu olarak kendisiyle ayni salonda olan bir hanima hakaret etmeyi nasil içine sindirebilir, böyle bir kabaligin kendisine sagliyacagi alkislardan kendine politik bir gelecek çikarmayi nasil düsünebilir. Üstelik, sesini çikarmayacagini bildigi bir kadin karsisinda böylesine kabalasan birinin, anayasayi ortadan kaldiran darbeci generallerin elini öpmek için meslektaslariyla birlikte kuyruga girdigini, hukukun katledilmesini nasil alkisladigini da hatirlarsiniz, bu kabaliga, güç karsisindaki bir aczin çirkinliginin de katildigini görürsünüz. Zirvedeki hukuçular böyle de bizim meslektaslar daha mi farkli?

......

(Ahmet Altan, Yeni Yüzyil, 21/10/1996)
(Bu yazi üzerine Yekta Güngör Özden, Ahmet Altan hakkinda tazminat davasi açacagini söyledi, MS)


Emine Uçar, bir bayan hakim. Staj sirasinda basörtüsü takiyor. Ve istiyor ki basörtülü olarak görev yapsin. Inançlarinin kendisine basörüsü takmayi emrettigine inaniyor. Ama su anda, yorulmus, bunalmis, bezmis, ezilmis bir insan olarak basörtüsünü çikarip hakimlige baslamis bulunuyor. Birilerinin "Yorduk, ezdik, bunaltik ve istedigimiz noktaya getirdik " diye sevinç çigliklari attigini duyar gibiyim.

...

(Ahmet Tasgetiren, Yeni Safak, 20/10/1996)


Hülya Gerçeker'in atamasi, hakimlik stajina türbanla katildigi için büyük olay yaratti. Herkes onu RP ile özdeslestirdi.

Hülya Gerçeker, hakimlik stajina türbanla katildi, bu nedenle atamasi büyük tartismalar yaratti. Tüm basin, Gerçeker'i iktidardaki Refah Partisi ile özdeslestirdi ve türban takdigi için genç hakime yüklendi. Gerçeker'in adliyeye türbanla girmesi yasalara aykiriydi, atamasi Adalet Bakani Sevket Kazan tarafindan, dolasiyla Refah Partisi sayasinde yapildi. Tokat'in Yesilyurt Adliyesindeki görevine basladiginda türbanini çikardi Gerçeker. Adliye kapisina kadar bereyle geldi, ancak içeri girdiginde basi açikti. Herkes mutlu oldu, çünkü savas kazanilmisti ve türbanli hakim sonunda pes etmisti.

...

Annesi geleneklere bagli bir Türk kadini ve onunda basi bagli. Bes kizkardesinin basi açik. Üniversite ikinci sinifta basini kapatmis; kendi tercihiyle... "Kuran'da kadinin kendisini korumasi emrediliyor" diyor sadece. "Bilmeden, ögrenmeden israr etmek çok yanlis" ona göre. Teknolojiye her zaman açik.

(Radikal, 22/10/1996).


CHP lideri Denzi Baykal Ankara'da katildigi tapu teslim töreninde RP'ye ve Basbakan Necmettin Erbakan'a çatti. "RP kongresinde Atatürk'ün büyük posterlerinin asilmasi onlarin Atatürkçü olduklarini degil Atatürk'ün gücünü gösterir. Bunlar Atatürk önünde diz çökmek zorunda kalmislardir" dedi.

(Yeni Yüzyil, 28/10/1996)


Naksi TV geliyor. Islami cemaatler iletisim alaninda modern çaga ayak uydurma yarisina girdi, ekrandan 'irsad" hizlanacak. Siyasal Islam'in öncülerinden Iskenderpasa Naksibendi dergahi artik "müridler"ine ekrandan seslenecek. 15 kasimda yayina baslayacak Naksik TVnin adi AK Tv. Bu is için en az 300 milyar harcandigi belirtiliyor.

...

Iskenderpasa dergahina bagli en az 800 bin kisi oldugu söyleniyor. Cemaatin lideri Esat Cosan tv araciliyla müridlerine seslenmeyi hedefliyor.

...

(Yeni Yüzyil, 28/10/1996)


©1996 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin