[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 3, No 3, Summer 1993 [back]

Basindan Alintilar

Mehmet Suat

Istanbul Mektubu


Bu kez sizlere son bir kaç haftadir kamu oyunda ve siyasi sahnemizde olan ve basina aksettigi yönde alintilar yapayim, dedim...


Elim Sivas olaylarinin ardindan 7 Temmuz günü SHP meclis gurubunda konusan Erdal Inönü'ye Sivas milletvekili Azimet Köylüoglu'nun sert bir sekilde çikismasi sok yaratti. Inönü'nün konusmasinin sonuna dogru "Basindaki mansetlere bakarsaniz ülkede tam bir kargasa havasi görünüyor. Böyle bir sey yok" derken, Azimet Köylüoglu yerinden kalkarak bagirmaya baslamis. "Bundan büyük kargasa olur mu beyfendi?... Memleket mezara döndü." Inönü "Iste duygusal tepki!" Köylüoglu bunun üzerine sesini daha da yükselterek, "Ne duygusal tepkisi, bunlar Atatürk'ün, Inönü'nün mezarini da yakacaklar" demis. Bu sefer sagdan soldan Köylüoglu'na basinin önünde sov yapma diye bagiranlar olmus... Köylüoglu "benim sova ihtiyacim yok..." ve Inönü'ye dönerek "Siz Ugur Mumcu'nun katillerini adalet önüne çikaracagim dediniz hala bir sey göremedik. 65 gün sonra çekip gidiyorsunuz. Biz, Inönü'nün oglusunuz diye arkaniza takildik milyonlarca insan bunun için partiye oy veriyor..." demis. Hemen akabinde toplanti basina kapatilmis...


Ekonomik isbirligi toplantisina katilan Iran heyeti yemekte alkollü içki bulunmamasi için Disisleri Bakani Çetin'e basvurmus. Çetin "Siz istemiyorsunuz ama diger cumhuriyetlerden gelenler istiyor. Türkiye laik bir ülke, bu isteginiz bizim açimizdan kabul edilebilir degil. Size ayri bir bölüm ve masa yapalim" demis. Fakat öneri Demirel'e iletildiginde Demirel'in talimati üzerine içki yemekten kaldirilmis. Simdi bizim boyali basin Iran'a alabildigince yüklenmekte...


Hazir söz Hikmet Çetin'den açilmisken devam edelim. Azerbaycan'da son gelisen olaylar konusunda kendisini sikistiran gazetecilere verdigi cevap bayagi ilginç: "Bizim bu iste bir günahimiz yok, ne yani orada ikinci bir Kibris mi yaratacaktik?"


Avrupalinin bizim hakkimizda önyargilari ve besledigi duygulari aktarmasi açisindan David Hotnam'in Türkler isimli kitabindan iste sizlere bir kaç paragraf:

"Yüzyillar boyunca Türkler, Hiristiyanlgin ve Avrupa'nin korkulu bir düsü olarak kalmislardir. Ortaçag boyunca salgin hastaliklar, seller, Türkler ve Tatarlar, Tanrinin günahkarlari cezalandirmak için dünyanin basina musallat ettigi afetler olarak anilmistir. XVI. yüzyilda Martin Luther sehvetten, Türklerden ve seytandan kurtulmak için dua ediyordu. Tarihte pek az halka böyle anilmak nasip olmustur. Bati dillerinde Türk sözcügü her türlü siddet ve vahsetin simgesi durumuna gelmistir....

"Türkiye 1949 da Avrupa Konseyine üye olmak ister, Fakat Ingilizlerin Times gazetesi gerekçe olarak 'Türkler arap alfabesi kullandiklari için Avrupali olamazlar...' Oysaki Latin harfleri 1928'de yürürlüge girmisti..."

Yine kitaptan Avrupa Konseyindeki Türk delegelerinden birisi 1949'da ilk defa Strasburg'a gittigi zaman bir Bati devleti delegesi yanina gelip ciddi ciddi Türklerin o zamana kadar kuyruklu olduklarini sandigini söyledigini ögreniyoruz.


Meshur Cumhuriyet gazetesindeki tutucular (Ugur Mumcu, Ilhan Selçuk, vs. gibi eski solcular) ile liberallerin (Hasan Cemal) bundan iki yil öncesi kavgasini hatirlayanlar olacaktir sanirim. Bu kavga da eski solcularin yaninda yer alan eski Cumhuriyet gazetesi sahiplerinden Nadir Nadi'nin esi Berin Nadi ile Temmuzun ikinci haftasi Hürriyet gazetesinde bir dizi söylesi yer aldi. (Unutmadan belirtelim, Cumhuriyet simdi Hürriyet grubunun koruyucu kanatlari altinda yayina devam ediyor.) Ilginç bir bölümünü sizlere aktararak satirlarima son vereyim:

Soru: Çocuk özellikle mi istemediniz?

Berin Nadi: Vallahi ne istedik ne istemedik? Büyük mesguliyet çocuk. O seylerden korkuyorum. Alkolik olmak su olmak bu olmak, ne bileyim ben.

Soru: Çocuk sahibi olmaktan korktunuz mu?

B. N: Ben üvey anne seyi geçirdigim için büyük mesuliyet. Bir çocugum olsaydi ilk esimden ayrilmazdim, kendi çektiklerimi düsünerek. Sonra çocugum ya tarikatçi olursa. O vakit bir bütün olmaktan çikiyorsunuz. Kafamda hep bunlar vardi...


Hosça Kalin...


©1993 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin