[anadolu home] [contents] [by authors] [by category] [subscription]
Volume 2, No 2, Spring 1992 [back]

"Terör bahane, hedefte hükümet var"

Mahir Kaynak

Prof. Mahir Kaynak hayatinin önemli bir bölümünde, istihbarat islerinin içinde bulundu. Türkiye'de 'MIT ajani' oldugu resmen bilinen nadir kisilerden biri Mahir Kaynak... Prof. Kaynak su siralarda Gazi Üniversitesi'nde iktisat dersleri okutuyor. MIT içerisinde geçirdigi uzun yillarin kendisine kazandirdigi tahlil gücünü kullanarak yayin organlarina görüslerini açikliyor.

PKK bir sürü hareketin bir kod adidir... Güney Dogu Anadolu'da çok sistemli, akilli ve üst düzeyde operasyonlar yapilmaktadir; bunu derme çatma bir örgütün yapabilecegini düsünmek hatalidir... Ancak bir ülkenin istihbarat servisinin yapabilecegi çapta olaylardir... Burada Amerika vardir, Almanya vardir, eski Sovyetler Birligi vardir, Ingiltere olabilir. Güneydogu Anadolu'da bir tek Apo'nun kurdugu teskilatin is yaptigini söylemek son derece yanlistir... Bir eylem tarif edilirken, sadece yaptiklariyla degil, yapmadiklariyla da tarif edilmelidir. "Elinde oldugu halde neleri yapmiyor acaba?'' sorusunun cevabini da aramak lazimdir.

... Istanbul'daki olaylar, esas itibariyle, Türkiye'de güvenligin kalmadigi, terörün tekrar büyük boyutlara ulastigi intibaini vererek ülkede askerin önemini vurgulamak ve yeniden bir darbeye davetiye çikarmak amacina yöneliktir. Güneydogu Anadolu'daki terör faaliyetinin amaci ise bunun tam tersidir. Güneydogu'da PKK adi altinda örgütlenmis bu güçler, esas itibariyle Silahli Kuvvetler ve unsurlarina saldirarak onu baski altina almak, hatta Güneydogu'da bir harekata çekerek basarisizliga itmek istemektedirler. Onun için birbirine ters bu iki tür eylemi ayni istikamette görmek yanlis olur.

... Bir takim güçler, Kürtleri kullanarak orduyu baski altina almak ve Türk siyasi hayatindan uzaklastirmak istemektedir. Esasen PKK'nin 'Kürt Kimligi' disinda bütün talepleri ordunun Türk siyasi hayatindaki gücünün azaltilmasina yöneliktir... Istanbul'daki eylemler ise, bunun tam tersi olarak, orduyu güçlendirmek amaciyla yapilan provokatif hareketlerdir.

...Oysa Türkiye'de ordunun siyasi hayattaki etkinligi --özellikle Avrupa açisindan-- çok büyük bir destektir. Avrupa bu destegi kaybetmek istemiyor. Türkiye'de sivillesme ve demokratiklesme Avrupa'dan uzaklasma anlamina gelir... Onun için Türkiye'yi dünya kamuoyunun baskisi altinda tutacak bir takim maceralara dogru sevkediyorlar.

...Güneydogu Anadolu'da Türkiye'deki yönetim mekanizmalarina karsi olusan mukavemet iktidarin vadettigi sivillesmeyi bekliyordu. Oysa iktidar Güneydogu Anadolu sorununun halledilmesini orduya ihale etti.

...MIT'in olayi abartmak egilimide olmasi çok dogal. Çünkü ordunun bir uzantisidir MIT, ordunun Türkiye üzerindeki rolünü artirmasi istikametinde davranmasi normaldir. Bazi basin organlari da ya ayni siyasi çizgi içerisinde olduklari için bu olayi büyütüyorlar, ya da --tipki hükümet gibi-- korkuyorlar. Güneydogudaki olayi ayrilikçi hareket olarak degerlendirip, hassasiyet gösterilmezse Türkiye'nin bazi topraklarinin elden gidecegine inaniyorlar. Bu yanlistir. Saniyorum, Demirel hükümeti 1980'den önce düstügü hataya bir daha düsüyor. 1980 öncesinde "Komünizm geliyor" korkusuyla askerlere dayandi, kendisi gitti. Korkarim simdi de ayni sey olacak: "Kürtler geliyor" diyecekler ve kendisini götürecekler.

... Askerlerin Güneydogudaki hazirliklari yanlis istikamettedir ve bir sonuç alamazlar. Taarruza geçtiklerinde, oradaki köylerde, çoluk, çocuk ve yaslilardan baska kimseyi bulamayacaklar, diger genç insanlar daga çikacak. Bunun kitlesel oldugunu da söyleyebilirim. Bir örnek de vereyim: Hiç süpheniz olmasin, korucular da devlete karsi daga çikacak. O zaman, devlet muntazam orduyla çok büyük bir gerillaya karsi savasmak zorunda kalacak. Bu sonuçsuzdur. O durumda basari kazanmis görünmek için sivil halka dogru yönelmesinden baska çare yok.

...Türkiye'de bürokratik-askeri hakimiyet azaldigi ölçüde tansiyon düsecektir, yoksa çatisma devam edecektir. Çünkü çatisan taraflar Türk-Kürt degildir. Bürokrasinin hakimiyetiyle bürokrasi disi güçlerin hakimiyetini isteyen iki cephe Kürtleri araci olarak kullanip savasmaktadir. O halde, çözümü de bu nokta da aramak lazimdir.


©1992 anadolu
This article can be reproduced provided that full credit is given to anadolu
Bu yazi anadolu'ya atif yapilmak kaydiyla kopyalanabilir.

For your comments / Yorumlariniz için anadolu@wakeup.org
Please reference the article title, volume, and number
Lütfen yazi basligi, cilt ve numarayi belirtin